Dolar 19,1826
Euro 20,8857
Altın 1.219,65
BİST 4.833,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
20°C
Az Bulutlu
Cts 19°C
Paz 15°C
Pts 14°C
Sal 9°C

NAMIK KEMAL: (21.12.1840-2.12.1888)

30 Kasım 2011 12:02

Rus yazar V.Stambulov, 1933 yılında Maksim Gorki tarafından oluşturulan “Büyük Adamların Hayatları” dizisinde yayımlanan “Hürriyet Savaşçısı Namık Kemal” adlı romanında Namık Kemal’i anlatıyor.Yapıtın Rusça baskısındaki editör notunda şunlar yazılı:

“Namık Kemal’in uğruna savaştığı dava Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde sürüldü.”

“ Vatan Şarkısı”, “Vatan Kasidesi”, “Vatan Türküsü”,”Vatan Manzumesi”, gibi şiirleri, İntibah, Cezmi gibi romanları, Vatan Yahut Silistre başta olmak üzere oyunları, gazetelerde yazdığı siyasal, toplumsal ve edebi yazılarıyla dünü aydınlatırken bugüne de yol gösteren öncü bir aydındır Namık Kemal.

Mustafa Asım Bey’le Fatma Zehra Hanım’ın oğlu olarak 21 Aralık 1840’ta Tekirdağ’da doğan çocuğa dedesi Mehmet Kemal adını verdi. Dedesi Abdüllatif Paşa Tekirdağ Vali Yardımcısıydı. 2 yaşındayken annesi öldü.

Kemal, Anadolu ve Rumeli’nin çeşitli yerlerindeki Valilik görevlerinde bulunan dedesi Abdüllatif Paşa’nın evinde, eğitim görmüş anneannesi Mahdume Hanım’ın gösterdiği özenle büyüdü.

Kemal 9 yaşındayken İstanbul’a göçünce babasıyla da sık görüşme olanağı doğdu. Babası Mustafa Asım saraya müneccimbaşı olmuştu ve bitmez tükenmez öyküler anlattı Kemal’e. O,babasının anlattığı kendisinde tarih sevgisi doğuran Osmanlı’nın yükselme ve gerileme dönemleriyle böyle tanıştı. Babasının anlattıkları Kemal’i okumaya heveslendirdi, onda bilgi açlığı uyandırdı.

Abdüllatif Paşa torununu İstanbul’da evlerine yakın Valide mektebine yazdırdı. Öğretmeni Şakir Efendi, ciddiyeti, görgüsü, bilgisi, şaşırtıcı belleğiyle dikkati çeken Kemal’i özel olarak eğitmeye başladı.

Birkaç ay sonra Abdüllatif Paşa’nın Kars’a tayini çıktı.(1851). Kars’ta okul yoktu.Yaşlı bir müderris ve şair olan Seyit Mehmet Hamit Efendi  Kemal’e öğretmen oldu ve tasavvuf felsefesinin inceliklerini anlattı, Divan şiirini öğretti. Kemal gönlünü şiire kaptırdı.12 yaşındayken ilk beytini yazdı.

Abdüllatif Paşa, 15 Mayıs 1855’te Sofya Kaymakamlığına atandı. O dönemde Kemal’in babası da Filibe Mal Müdür’ydü. Sofya’da evlerine ziyarete gelen dedesinim arkadaşı Şair Binbaşı Eşref bey, şiirlerini okuduktan sonra Mehmet Kemal’e yazıcı, katip anlamlarındaki “Namık” adını verdi O günden sonra Mehmet Kemal , Namık Kemal olarak anılmaya başlandı.

Kemal, 16 yaşındayken, o dönemin geleneklerine göre Niş Kadısı Mustafa Ragıp Efendi’nin kızı Nesime Hanım’la Sofya’da evlendirildi.Bu evlilikten iki kızı ve bir oğulları oldu.

Abdüllatif Paşa İstanbul’a tayin edildi, önce eşi, sonra da kendisi öldü. Ev satıldı, borçlar ödendi ve Kemal sadece sırtındaki elbiselerle kaldı. 17 yaşındayken  babasının yanına taşındı, Tercüme bürosunda işe başladı. Encümeni Şuara adıyla bilinen şairler topluluğuna katıldı.Bir yıl içinde Divan’ını tamamladı.19 yaşındaydı, ünlenmeye başladı ve yaşamının dönüm noktası olan Şinasi’yle tanıştı.

İbrahim Şinasi, 21 Ekim 1860’ta çıkarmaya başladığı, Tercümanı Ahval gazetesinin editörüydü.

Namık Kemal’i yanına aldı, gazetede gündelik yaşam reformu, eğitimin yaygınlaştırılması gibi sorunlar tartışıldı.

1865 yılında Şinasi, Namık Kemal ve Ebuzziya Tevfik, 245 kişiye ulaşan arkadaşlarıyla Mutlakiyetin sınırlandırılması, anayasaya uygun yönetim düzeni, yabancı baskısına karşı mücadele etmek amacıyla Yeni Osmanlılar Cemiyeti’ni kurdular.İlk başkan Ömer Lütfü Paşa’ydı.

Sadrazama yapılan bir suikast nedeniyle baskı artınca Şinasi Fransa’ya kaçtı. Namık Kemal Erzurum Vali Yardımcılığına 18 Mart 1867’de atandı. Daha sonra 17 Mayıs’ta Namık Kemal de Fransa’ya kaçtı.Paris’te Muhbir gazetesinde yazmaya başladı.Abdüllaziz’in Fransa ziyareti nedeniyle Fransız hükümeti sığınmacıları uzaklaştırma kararı verince Namık Kemal Ziya bey’le Londra’ya gitti ve 29 Haziran 1868’de Hürriyet gazetesini çıkardılar.

Namık Kemal, Montesquieu’nun Kanunların Ruhu’, Concordet, Bacon çevirilerini yaptı.

Ali Paşa ölünce sadrazam olan Mahmut Nedim  Paşa izin verince Namık Kemal ve arkadaşları 8 Ağustos 1871’de yurda döndüler.

Namık Kemal 13 Haziran 1872’de İbret gazetesini çıkarmaya başladı ve Baş Muharrir imzasıyla makaleler yazdı. İstanbul’a rahatsızlık veren İbret 9 Temmuz’da hükümetçe kapatıldı.

Namık Kemal, sürgün olarak Gelibolu mutasarrıflığına gönderildi. Kısa  süre sonra görevden azledilip serbest kalınca İstanbul’a gelerek İbret’i yeniden çıkarmaya başladı.

Namık Kemal, daha geniş kitlelere ulaşmak için tiyatro düşüncesini geliştirdi. Vatan Yahut Silistre’yi yazdı, oyun 8 Nisan 1873’te Gedikpaşa Tiyatrosu’nda oynandı, büyük olay oldu. “Çok yaşa Kemal!” sözleriyle inledi İstanbul. Namık Kemal , oyunun üçüncü gösteriminin yapılacağı 11 Nisan gecesi tiyatroda tutuklanıp Magosa’ya gönderildi.İlk hapishanesi olan  Magosa zindanında 38 ay kaldı.

30 Mayıs 1876’da, Mithat Paşa’nın önderliğinde gerçekleştirilen darbe ile Abdülaziz padişahlıktan  alınıp yerine V. Murat padişah yapıldı. Magosa zindanından  çıkarılan Namık Kemal, Sultan’ın özel katipliğine atandı. V. Murat akıl hastasıydı, Şeyhülislam’ın fetvasıyla V. Murat ‘ın yerine  Velihat Abdülhamit 1 Eylül 1876’da sultan makamına oturtuldu.Mithat Paşa sadrazam oldu. 23 Kasım 1876 ‘da Kanuni Esasi ilan edildi.

Abdülhamit, kısa bir süre sonra Mithat Paşa’yı görevden aldı, İtalya’ya götürüldü.Namık Kemal, Askerlere yardım Derneğinin başına getirildi. Jurnaller üzerine mahkemeye verildi, 1877’de Midilli’ye sürgün edildi. İki yıl sonra Midilli Mutasarrıflığı’na atandı.

Rusların şikayeti üzerine Rodos’a götürüldü. Hastaydı. Vilayet merkeziyle birlikte Sakız!a taşındı. 2 Aralık 1888’de öldüğü gün birçok kez okuduğu Sefiller romanı elindeydi. “Biraz Dinleneyim” dedi son olarak.Bolayır’a gömüldü. Türbesi Tevfik Fikret’in projesine göre inşa edildi.

( Yukarıdaki bilgiler Öner Yağcı, Aydınlık Aşkıyla, Ekim 2009 kitabından derlenmiştir.)             28.11.2011

İbrahim BİRELMA