Amerikalıdan İngilize, Ermeniden Almana, Siyonistlerden ağalara kadar herkesin kullanmaya kalktığı çilekeş, masum, sevgili Kürt kardeşlerim…

Dilinize, dininize, kültürünüze, tarihî sürecinize ipotek koyup güzelce dinamitlediler! Otuz senedir o topraklarda ne huzurunuz var ne de dirliğiniz. Elinizde, avcunuzda ne var, bir bakın.

Şahsî çıkar ve ikbal peşindeki “sözde” önderleriniz, asırlardır size olmadık acılar yaşattı. Cahil, meczup, ruhunu Ermeniye, İngilize, Amerikalıya satmış liderler ürettiler sana. Ne toprak reformu, ne sanayileşme, ne eğitim umurlarında değil. Geriye dönüp bir bak, birlikte İstiklâl Savaşında omuz omuza Türkle birlikte TBMM’de de olmadın mı? Asırlarca sana oynanan oyun oynanıyor yine. Ne soyu senden, ne dili senden isyancıları, anarşist ve teröristleri başına belâ ettiler. Senin topraklarında gözü olan Ermeni ile, senin demokrasi düşmanı THKP/C ile ne işin olabilir ki? Sorosçuların ve yerli işbirlikçilerin senin memleketinde ne işleri var sence? Sen oralarda topraksız, işsiz iken bakir hudut topraklarını Yahudiye peşkeş çekmenin anlamını biliyor musun kardeşim?

Türkün dışında tarihte, hangi dönem bu kadar rahattın? Neden şimdi bu huzursuzluk, bu gözyaşı? Sen ekmek derdindesin, o satılıklar menfaat… Çek çocuklarını dağdan. Kapına gelen eşkiyaya bir dilim ekmek verme. Oralarda seni tehdit eden de onlar, bir lokma kazanacağın dükkânına kepenk kapattıranlar da onlar. Oyuna bile ipotek koymadılar mı, delikanlıca söyle?

Cennet memleketin en güzel şehirlerinde kimi vekil, kimi bakan oldu; kimi koca koca iş adamı. İstanbul’un türkü barlarına, kafelerine ve otoparklarına, Ankara’nın mendil satan çocuklarına, İzmir’in atık toplayan garibanlarına, Antalya’nın inşaat işçilerine, mafyasına hakim hepsi. Onlar villalarda, çocuklarınız gecekondularda!

Aş uğruna her sene göç ettiğiniz Batı illerinde, arınızla namusunuzla çalıştığınız memleketlerde size kim ne dedi? Yüzyıllarca kız alıp vermediniz mi? Ne oldu şimdi kardeşim, GAP’ı niye açtırmıyorlar, şehrine niye fabrika kurdurmuyorlar, niye okulda okutturmuyorlar çocuklarını?

Türkiye Cumhuriyeti içinde kurulmuş partilerle sizin sesiniz olacağını söyleyenler, sadece oyunuzu alarak, ağalıklarına, beyliklerine dokunulmazlık ve imtiyaz ekledi sizin oralarda. Bir tek proje üretti mi oralardaki belediyeler? Refah seviyenizi yükselttiler mi? Sadaka kültürünü şırınga edip bağımlılığınızı artırdılar, sokaklarda otopark mafyalığı yaptırdılar. Kirli paralarını kazandılar uyuşturucudan, kaçakçılıktan, kandan beslendiler; biter mi bu terör sizce? Şimdi BDP’li bölücü kalkmış, “Biz hiçbir zaman bütün Kürtlerin temsilcisi olduğumuzu söylemedik” diyor. Allah aşkına söyleyin, “töre” sarmalında kardeşliğe hasret giden Kürtler kaç grup ya da sınıf kardeşim?

Yol, baraj, bina yapmaya gelen mühendisleri öldürerek, araçları yakarak bu kadar uygarlığa düşman olamazsın! Çocuklarına “eğitim” veren öğretmeni kaçırıp katletmenin amacı ne? Sen hep böyle cahil, işsiz, onun bunun marabası mı kalacaksın kardeşim? “Kürdistan” zırvaları ile fitili kimler ateşledi, bir düşün! Yüce dinine bile dil uzattı bu zındıklar, sana “zerdüşt” demeye ve mübarek cumayı sokakta kıldırmaya kalkanlar, Bodrum’da, Çeşme’de gayrimeşru keyif içinde, uyansana…

İşi ana sütün gibi diline kadar götürdüler. Ne lehçeni düşünen var, ne aşiretini, soyunu. Uydurma alfabelerle, uydurma diller yaratarak bizim bin yıllık kardeşliğimize mayın döşediler. İthal, samanlık kaçkını, dilini bile bilmeyen vekillerin türedi. Sen Marksist nedir bilir misin? Çocuklarını ayartıp ayartıp dağa çıkaran ama Kürtçe bile bilmeyen PKK’nin elebaşları Kürt mü sence? Kızlarını “odalık” gibi kendine peşkeş çeken, çocuklarının katili Apo Kürt mü sence?

Çek çocuklarını dağdan. Önce elleriyle öldürtüp sonra taziyeye gelenlere yüz verme sakın, uyan artık bu gafletten! Hâlâ siyasetçilerin seni istismar etmesine, elinde, yüreğinde, beyninde olanı sömürmesine izin verme artık! Yumma gözünü, gidecek başka yerin var mı? Sakın Kuzey Irak’ta emperyalistlerin kurduğu Yahudi Barzani’nin kukla devletine ümit bağlama, oralarda petrol var, yedirmezler! Bu kavga onun için zaten, uyan!

Uyan kardeşim, bu vatan hepimize yetecek kadar büyük ve hepimizi besleyecek kadar zengin! Uzat elini, bin yıllık kardeşinim ben senin!

Mustafa ÖNDER