Hamdi BUDAK:TÜRK MİLLETİ’NİN BAŞI SAĞOLSUN

TÜRK MİLLETİ’NİN BAŞI SAĞOLSUN
Bugün 18.Haziran.2012… Yine yüreğimiz yandı. Yine kahpe saldırıyla vatan evlatları toprağı vatan yapmak üzere can, mavi göklerde dalgalanan bayrağa kan verdiler…
Aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet; acılı ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve milletimize sabır ve başsağlığı diliyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar temenni ediyoruz.
Yine milletimizin ciğeri dağlanmış, anaların yürekleri yangın yerine dönmüştür.
Ocaklara ateş düşmüş ve analar ağıtlarla evlatlarının bayrağa sarılı naaşlarını kucaklamak için kendilerinden geçmiştir.
Hain saldırılarını tırmandıran etnik bölücü terör, meşum niyetlerine ulaşmak için son kozlarını oynamaya başlamış ve var olan tüm iğrenç imkânlarını harekete geçirmiştir.
Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti, düşmanlık boyutundaki alçak eylemlerin odağı ve hedefi haline gelmiştir.
Artık ülkemiz sözün, mazeretin ve nafile demeçlerin tükendiği ve bir anlamının kalmadığı vahim bir noktaya ulaşmıştır.
Bugün terörün ve bölücülüğün azmasında ve gemi azıya almasında birinci derecede sorumlu hiç kuşkusuz mevcut hükümetdir.
Açılım adıyla ortaya konulan yıkım projesi, Türk Milleti’nin merhamet duygularından faydalanmak suretiyle Analar Ağlamasın diyerek terörist eylemleri ve teröristleri masum gösteren, Türk Milleti’ni mahkum ettiği morglarda şehit cenazeleri beklemesinler diyerek şehitlerimize sahip çıkanları suçlayıp kendi gafletlerini göremeyen ancak; çözümü teröristle mücadele yerine mütarekeyle halletme niyetiyle ucuz siyasete soyunanların; bugün gelinen noktada acı ve melun sonuçlarını şehit ve gözyaşı olarak vermeyi sürdürerek gerçeği göremedikleri apaçık ortadadır.
Anayasa çalışmalarında hainleri ve kalleşleri üzmemek adına bölünme kampanyasının, bumerang gibi dönerek Türk Milleti’nin evlatlarının canına ve kanına mal olduğu tüm netliğiyle ortadadır. Teröristle mücadele etmek yerine mütareke çerçevesinde verilen tavizlerin kan, gözyaşı, acı ve üzüntüyle kat be kat artarak devam ettiğini, şairin dediği gibi… “sen taviz verdikçe kuduz köpek dalıyor…”” gerçeğini görmemezlikten gelmeye devam edilmektedir.
Bu itibarla hükümet yetkilileri siyasi sorumluluğun gereğini yerine getirmelidir.
Terörle etkili ve çok yönlü mücadelenin yürütülmesi artık kaçınılmazdır.
Terör unsurlarının kökünün kazınması için hükümetin elinde yetki ve arkasında millet desteği fazlasıyla mevcuttur.
Ayrıca, hükümet vakit daha fazla geç olmadan yıkım projesini rafa kaldırmalı, Türk milletinden açıkça özür dileyerek bağışlanma talebinde bulunmalıdır.
Verilen tavizler Türk milletini dağılmanın ve çözülmenin ortasına doğru hızla sürüklemektedir. Anayasa çalışmalarında bölücülüğün sözde siyasi statü ve özerklik talepleri, her platformda dile getirilmekte ve dayatmalar alabildiğine hükümetin göz yummasıyla zemin bulmaktadır.
Buna paralel olarak kış günlerinde göbeği dışarıya bağlı sözde aydınların dile getirdiği, hükümetin de bu yönde siyaset geliştirerek silah bırakma ve af sözlerinin ayyuka çıkarılıp Türk Silahlı Kuvvetlerinin teröristlere karşı yürüteceği mücadelenin önünü tıkayan ve bunu fırsat bilen eşkıya ise, hükümetin sağladığı uygun iklim sayesinde yuvalandıkları inlerinden daha güçlü ve hazırlıklı çıkarak kanlı emellerini gerçekleştirmek için adeta seferber olmuşlardır.
Türk milleti bu yüzden büyük bir suikastla karşı karşıyadır.
Nihai olarak hainler ve alçaklar nerede ve kiminle olursa olsun bölücülüğe verdiği primin, el altından gösterdiği desteğin ve gizli ilişki ağlarıyla temellendirdiği tavizlerin hesabını vermek ve diyetini ödemek durumundadır.
Türk Milleti’nden yetki alarak devleti idare edenler ise bir an önce Türk Milleti gibi düşünmek, yaşanan bunca acı ve gözyaşını dindirmek üzere;
• Teröristlerle ve destekçileriyle apaçık mütareke yerine mücadele etmelidir.
• Teröristlerin tamamının nerede olura olsun kökü kazınana kadar bertarafını sağlamalıdır.
• Türk Milleti’nin bölünmesine vesile olacak tavizlerden derhal vazgeçmelidir.
• Türk Milleti’nin Milli değerleriyle oynamak yerine Milli birlik sağlamalı, “Tek Devlet, Tek Millet, Tek Dil, Tek Bayrak, Tek Vatan” ülküsünden asla vazgeçmemeli bilakis bunun için gereken bütün tedbirleri almalıdır.
Sözümüz Türk Milleti’nin bekası için her şeyi göze alabilecek kadar şuurlu ve bilinçli, bir o kadar da azimli ancak; sabrının celadetini sınadığının farkında olan Türkiye Kamu Çalışanlarının hassasiyetleridir. Bilinmelidir ki, Türk Milliyetçisi Kamu çalışanları asla tavizden yana değildir. Yeniden bir Kurtuluş savaşı yaşamayı asla kabul etmeyen ancak; gerekirse Anadolu’yu yeniden fethe hazır olduğunun anlamlı bir ifadesidir. Mücadelemiz her zaman her yerde varlığımızın Türk Milleti’nin varlığına armağan edileceğinin yansımasıdır.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE…
ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ…
Hamdi BUDAK
TÜRKAV TEKİRDAĞ ŞUBE BAŞKANI