Dolar 27,1924
Euro 28,9509
Altın 1.681,43
BİST 8.039,18
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 28°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
28°C
Az Bulutlu
Sal 27°C
Çar 23°C
Per 24°C
Cum 23°C

Güney Sınırımız ve Yerel Yönetimler Yasası

28 Temmuz 2012 23:31

Güney Sınırımız ve Yerel Yönetimler Yasası

Temmuz ayı birçok değerli dostumuzun Allah’ın rahmetine kavuştuğu bir aydır. Batı Trakya Türklüğünün unutulmaz lideri ve bayrak ismi Dr. Sadık AHMET, Türk milliyetçiliğinin yılmaz mücadele kalemi Necdet SEVİNÇ, 14 Temmuz 1959’da Kerkük Türklerine yönelik katliamda şehit verdiğimiz Ata Hayrullah, İhsan Hayrullah,Osman Kahveci, Emel Muhtar, Kasım Neftçi ve diğer 30 değerli aydınımızla birlikte Necdet Koçak ve diğerleri unutulmamalı, rahmet ve saygıyla anılmalıdırlar.

* * *

Almanya’da sünneti yaralama kapsamında görerek yasak getiren bir eyaletten sonra sorun Avusturya’ya da sıçradı. Avrupa hala farklı kültür ve dinlere sahip insanlarla bir arada yaşama hoşgörüsüzlüğüne sahiptir. Farklı olanlar, bir dönem ihtiyaç duydukları yabancılar, kolaylıkla ötekileştiriliyor.  Geçenlerde Alman Milli Takımı’nın başarılı oyuncusu Türk asıllı Mesut Özil’e bazı üst yöneticiler tarafından yapılan “Alman milli marşını bilmiyor ve söylemiyor, milli takımdan kovulmalı” suçlamasının üstünde de ibretle durulmalıdır.

* * *

Suriye’de olup bitenler tarihin bir tekerrürü müdür? Yeniçağ’da yer alan bir habere göre, 1956-1957 yıllarında ABD ve İngilizlerin tahriki ile Suriye’ye girmemize ramak kalmış. Bugünde farklı değil…ABD’den daha çok Esad rejimine muhalif olduk. Sorunu Esad’ın gitmesi ve kalması arasına sıkıştırdık. Oslo teslimiyet sürecini sürdürüyoruz. Suriye’de rejimin değişmesinin demokrasiyi getirmeyeceğini, Türkmenlerin bundan karlı çıkamayacağını Irak’tan da ders alarak fark edemedik.

Barzani kadar çıkarlarımıza sahip çıkmak yerine; ABD koalisyonuna teslim olduk. PKK’ya karşı mücadelede ne gariptir ki Barzani’den destek rica ettik. Oysa Barzani bütün güçleri birleştirerek Suriye’nin kuzeyinde batı Kürdistan koridoru açıyor. Irak’ta soruna Türkmen gözlüğü ile bakamadık ve etnik gözlükle soruna bakmamakla kendi kendimizi oyaladık. Türkmen ve Türk’e sahip çıkmaktan ziyade,Irak’ın kuzeyini geliştirebilmek için büyük fedakârlıklar yaptık.

Konsolosluğumuzu Kerkük’te değil; Erbil’de açtık. Irak’ın kuzeyini ayrı devlet kabul ederek petrol anlaşması yaptık ve Bağdat yönetimini devre dışı bıraktık. Diğer taraftan, Irak’ın sözde toprak bütünlüğünü savunduk. Eğer Ermenistan biraz yumuşasa, bu defa Dışişleri Bakanımızın da belirttiği gibi Erivan’ı Erbil gibi abad edecektik. Komşularla sıfır sorun yerine komşularla savaş hali sürüyor. Acaba bundan daha kötü bir dış politika olabilir mi? Suriye muhaliflerini destekleyen ülkenin tırları muhaliflerin ele geçirdiği sınır kapılarında yakılıyor ve talan ediliyor. Bu nasıl iştir?

Ufalanarak bütünleşebileceğimiz hayaliyle eyaletleşmeye ve onunla beraber düşünülen başkanlık sistemine merak sardık. Yıllardır bekletmeye aldığımız dış dayatmalardan biri olan “Yerel Yönetimler Temel Yasası“nı bugünlerde gündeme taşıdık. Milli devlet ve üniter yapıyı adeta dinamitliyoruz. Devleti eyaletlere bölerek güçsüzleştirmek, sembolik hale koymak aslında Irak ve Suriye’de varılan sonuca bizi götürecek.

Ancak, Türkiye’de farklı bir metot uygulanıyor. Mahalli derebeylikler ve şehir devletçikleri ortaya çıkacak. Her alanda ısrarla mahalliliğin milliliğin önüne geçirilmesi küreselleşmenin tuzağıdır. Öğretmeni, doktoru, valiyi, hakimi belediyeler tayin edecek, vergiyi belediyeler alacaksa devletin egemenlik hakları buharlaşacak demektir. Bu yasa açıkça örtülü bir bölüşüm ve dağılma planıdır.

28 Temmuz 2012