Eşler Birbirine Zaman Ayırmalı – Gülay Sormageç

Merhaba Sevgili Dostlar! Allah’ın insana bu dünyada verebileceği en büyük nimetlerden birisi de ikiyken bir olduğunuz eşlerin varlığı ve huzurlu bir yuva.

İnsanlar evlenir ama hep evlendikleri yaşta ve ruh halinde kalmazlar. Evliliklerin uzun soluklu ve tatlı yürütülebilmesi için de kendimize ve eşimize emek vermeli ve yatırım yapmalıyız. Bunun için de illa da bol paraya ihtiyacımız yok ama bol sevgiye, anlayışa ve birbirlerimizi yıpratmamaya çok ihtiyacımız var. Eşler birbirlerinin ömürlük misafirleridir aynı zamanda: o yüzden gönüller incitilmemeli ve bir yastığa baş koyduğumuz asla unutulmamalıdır. Bazen insan her zaman yaptığı işlerden de usanıyor ve değişiklik istiyor. Normalde alışkın olduğumuz, yüksünmediğimiz işimiz, gücümüz yük gelebiliyor. Eşler böyle zamanları anlayabilmeli ve o ruh halinden kurtulmak için de birbirlerine yardımcı olabilmeliler.

Gerekiyorsa güzel bir plan ve ufacık bir değişiklik ile rutinlikten kurtulmanın ve birbirleriyle kaliteli bir zaman geçirmenin hazırlığını hemencecik yapabilmeliler. Eğer böyle durumları iyi kotarabilirseniz evliliğinize ve kendinize, eşinize yatırım yapmış olursunuz.

‘Hep ben mi düşüneceğim; biraz da eşim düşünsün ‘ beklentisi içine girer de durumu iyi yönetemezsek kendimize de etrafımızdakilere de kahrederiz ve hayatı çekilmez hale getiririz. Öyleyse herkes bir şeyler yapmalı; bazen hanımefendi bazen de beyefendi böyle durumları yönetmelidir. Bazen de eşler aynı anda bir farklılık yaşamak isteyebilirler. Bu da mümkün; önemli olan samimiyetin, ciddiyetin ve eş olma sorumluluğunun zedelenmemesidir. Bütün bunları yaparken buyurgan bir tavır takınmak yerine tebessüm ve vakarınızla yol almanız mümkündür.

Ne demek istiyoruz?
Sevgili Dostlar! Hayatın yükü omuzlarımızı çökertmeye başladığı zaman dik durabilmenin yollarından birisi de eşinizle birkaç saatinizi paylaşmak olsa gerek. Bazen bunu evin dışında bir yerde yapmak daha faydalı olabilir. Örneğin bir Pazar sabahı eşinizi kahvaltıya götürün. O güzel zamanın da tadına varın. Eve ne kadar dinç ve heyecanla döndüğünüzü göreceksiniz. Çocuklarınızla da zaman zaman böyle bir birliktelik yararlı olabilir düşüncesindeyiz. Buyurun size ufacık mutluluk adımları, sevginizi tazeleyecek, birbirlerinizin farkına varmanızı sağlayacak fırsat!..

Denemek için zaman geçirmemek lazım. Yalnız tabi her şey dozunda olduğunda güzeldir. Her zaman buna ihtiyacımız yoktur. İhtiyacımız olduğu zamanları iyi tespit edebilmeliyiz ve ona göre de karar verebilmeliyiz.

Elbette başka etkinlikler de olabilir. Buna da karar verecek olan sizsiniz. Olması gereken birbirlerimizi günlük koşuşturmadan birazcık uzaklaştırıp enerji toplamayı önemsemek ve hayatı olabildiğince anlamlı ve birlikteliğin güzelliğini her an keşfedecek sürprizleri göz ardı etmeden yaşayabilmek.

Bir fincan kahveyi birlikte yudumlamak ve birbirlerimizin gözlerindeki sevgiyi görebilmek sadece birkaç dakikalık bir iştir. Etkisi ise  uzun sürelidir. Gönülleri doldurur, eşleri birbirlerine yaklaştırır. Toplum olarak buna o kadar muhtacız ki; evlerimiz dört duvardan meydana gelmiş soğuk mekanlar olmaktan böylelikle kurtulabilsin. Suskun değil konuşan eşler, anlaşabilen, kaynaşabilen eşler olma zorunluluğumuz var. Evlatlarımıza huzurlu bir evliliğin nasıl işlediğini ancak yaşayarak öğretebiliriz. Galiba onlara bırakabileceğimiz önemli bir miras  olur bu kazanım. Bunun hatırı için bile evliliğinize yatırım yapmaya değer.

Peygamber öğüdüne kulak verirsek eşlerin birbirlerine hayırlı olma sorumluluğu var. ‘Sizin hayırlınız, kadınlarınıza hayırlı olanınızdır. Ben sizin en hayırlınızım. Çünkü; ben kadınlara en hayırlı olanınızım.’

Kur’an-ı Kerim: Rum suresi/ 21
‘ Kendileriyle sükun bulmanız için size kendinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet koyması da O’nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, düşünen bir kavim için ibretler vardır.’

Eşler birbirlerine hayırlı olmadan, başka insanlara nasıl hayır iletebilir ki?

Yuvalarınızdan sevgi, merhamet hiç eksilmesin. Dirliğiniz ve düzenliğiniz daim olsun. Sağlıcakla kalınız efendim.