ATATÜRK
“Ulusum beni istediği yere gömsün, yeter ki unutmasın!” diyen Atatürk’ü tanımak, anlamak, anlatmak herkesin yurttaşlık borcudur. Bu borcun ödenmesine küçük bir katkı olması bakımından 73. ölüm yıldönümünün yaklaştığı şu günlerde Atatürk’ü anarken anlamak için 1881-1905 dönemine ait bazı bilgileri sunmak istiyoruz.
Mustafa Kemal’in 1881 tarihinde doğduğu ev, Selanik’te Ahmet Subaşı Mahallesi’nde ahşap bir evdi.
Babası Ali Rıza Efendi (1839-1893), annesi Zübeyde Hanım (1857-1923)’dır.
Zübeyde Selanik’e birkaç saat uzak olan Sarıyer adlı bir Yörük köyündendir.
Ali Rıza Efendi, Selanik Asakiri Milliye Taburunda teğmen olarak bulunmuştu. Katarin ilçesinin Papasköprüsü denen yerinde gümrük muhafaza memurluğu yaptıktan sonra kereste ticareti, daha sonra tuz işine girdi.
Zübeyde ile Ali Rıza’nın altı çocuğu dünyaya gelmiştir. Bu kardeşler Fatma (1872-1875), Ahmet (1874-1883), Ömer (1875-1883), Mustafa (1881-1938), Makbule( 1885-1956), Naciye(1889-1901) dir.
Ali Rıza kazayla bebek kardeşi Mustafa’nın salıncağını sallarken onu düşürüp ölümüne sebep olmuş, kardeşinin hatırasını yaşatmak için oğluna Mustafa adını koymuştur.
Evdeki ilk ciddi tartışmanın Mustafa’nın hangi okula gideceği konusunda çıkmıştır. Annesi Mustafa’nın geleneksel mahalle mektebine kaydedilmesini ister. Alınyazısı sonucu üç çocuğunu yitirdikten sonra Zübeyde kendisini dinin mistik çekiciliğine kaptırmış olması doğal görünüyor. Babası ise hem askerliği sırasında hem memurluğu hem de işadamı olarak ilişkileri sonucu Mustafa’nın çağdaş bir eğitim alma gereğine inanır ve bu yönde düşünce belirtir. Mustafa 1886 yılında evvela merasim-i mutade ile mahalle mektebi “Fatma Molla Kadın” okuluna başlar. Birkaç gün sonra mahalle mektebinden alınarak, Şemsi Efendi’nin özel okuluna yazdırılır.
Ali Rıza Efendi eşkiyalar yüzünden kereste ticaretini bırakıp tuz ticareti yapmaya başlasa da, tuzları elden çıkaramaz, tuzlar toptan erir. İşte o zaman Ali Rıza Efendi hem kendisine güvenini, hem ticaret ümitlerini kaybeder. Yeniden memuriyet peşinde koşar, iş bulamaz, çöküntü başlar, bağırsak veremine tutulur, üç yıl süren hastalığı sonucu 28 Kasım 1893’te vefat eder.
Mustafa, babasının ölümü üzerine 12 yaşındayken okul yaşamına ara vermek zorunda kalır. Çünkü Zübeyde ekonomik zorluklarla yüz yüze gelince, öksüz kalan çocuklarını yanına alarak kardeşinin bekçilik yaptığı Langaza’da ki Rapla çiftliğine gitmiştir.
Zübeyde Hanım, Mustafa’yı okutmak istediği için Selanik’te Makbule halamız dediği birisinin yanına gönderdi.
Zübeyde Hanım, 1893 yılı Nisan ayında Selanik’e gelip Mustafa’yı Mülkiye Rüştiyesi’ne (ortaokuluna) kaydını yaptırmıştır. Okulda Kaymak Hafız diye ünlü hoca, Mustafa’yı bir öğrenci ile kavga ettiği için döver, Mustafa’nın bütün vücudu kan içinde kalır, Mustafa okuldan ayrılır.
Mustafa, 13 yaşında annesinden habersiz Askeri Rüştiye (ortaokul) sınavlarına girerek, sınavı kazanır. Sağladığı başarıyı göz önünde tutarak öğrenim süresi dört yıl olan rüştiyenin üçüncü sınıfına alınır.
Mustafa, Askeri Rüştiye’ye 1893 yılı Temmuz ayında başladı. Mustafa özellikle aritmetik dersinde o kadar iyiydi ki, matematik öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Bey, insanlar ikisini karıştırmasınlar diye ona ayrıca Kemal adını verdi.
Mustafa Kemal, 1896 yılı, Ocak ayında on beş yaşında Askeri Rüştiyeyi bitirdi.
Mustafa Kemal, Askeri Rüştiye’de okurken annesi Ragıp bey adında birisiyle evlendi. Mustafa evi terk ederek halası Emine Hanım’ın evine gitti ve Manastır İdadisine gidinceye kadar da anasının evine nadiren uğradı.
Mustafa Kemal, Kurmay Subay Hasan Bey’in Manastır İdadisini önermesiyle Manastır’a gitti. 13 Mart 1896’da Manastır İdadisine (lise) başladı. Ömer Naci ile tanışır. O’nun verdiği kitaplarda ilk kez Namık Kemal ve Tevfik Fikret’i okur. Ayrıca sınıf arkadaşı Ali Fethi (Okyar) aracılığı ile Rousseau, Voltaire, Auguste Comte ve Montesquieu’nun eserleriyle tanışır.
1899 yılı Mart ayında, İstanbul Pangaltı’ daki Harbiye Mektebine yüksek öğretimine devam etmek için Selanik’ten ayrılır. 13 Mart 1899’da Harbiye’ye kaydını yaptırır.
10.02.1902’de Harp Okulunu bitirdi, Teğmen rütbesini aldı. 21 yaşındaydı.
1902’te Harp Akademisine kaydoldu. 11 Ocak 1905’te Harp Akademisini bitirerek Kurmay Yüzbaşı oldu. Bir ihbar üzerine yakalandı, bir süre tutuklu kaldı.
Mustafa Kemal’i 10 Şubat 1905’te Kurmaylık stajı için bir çeşit sürgün olarak Şam’daki 5.Ordu emrindeki 30.Süvari Alayı’na gönderdiler.
(Yukarıdaki bilgiler, Erol Mütercimleri’in Fikrimizin Rehberi Gazi Mustafa Kemal, Alfa Yayınları, Ekim 2008, Turgut Özakman’ın Dersimiz Atatürk, Mart 2010, Bilgi Yayınevi, Hüseyin Tosun’un hazırladığı Gazi Mustafa Kemal’in Hayatı, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2003, Prof. Dr. Feridun Ergin’in K.Atatürk, Gür-ay Matbaası 1984 adlı kitaplarından derlenmiştir.)