Dolar 20,0819
Euro 21,5605
Altın 1.255,79
BİST 4.768,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 22°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
22°C
Az Bulutlu
Sal 23°C
Çar 25°C
Per 23°C
Cum 24°C

Anlaşılmayan Milletleşme ve Çokkültürlü Anayasa Tuzağı

14 Kasım 2011 14:55

Sadece bayramlarda ve anayasa değişikliklerinde değil; her zaman  milli egemenlik ve milli bağımsızlığı vazgeçilmez kabul etmeliyiz. Özellikle yeni anayasa tuzaklarının önümüze konduğu, Türk Milletini yok farz edildiği, milli ve üniter yapıyı yok etme çabalarının, küresel saldırıların ve kuşatmaların, milli sınırların değiştirilmek istenmesinin hedeflendiği, milletlerarası hukukun ayaklar altına alındığı günümüzde…

Milletleşme mahalliliğin, millet altı dar kalıpların ve etnik taassubun aşılmasıdır. Etnik sıfatı ne olursa olsun; vatandaşlık bilincine, Türk Milletine mensubiyet şuuruna sahip olanların şuurlu birlikteliğidir. Bu duygu ve düşüncelere sahip davranış sergileyen bir Türk Ermenisi,  Türk Rumu ve Türk Yahudisi de milli kimliğin ve Türk Milletinin kapsamındadır.

Milletleşme, ayrıştırmayan, kaynaştıran bir olgudur. Boy, kabile, aşiret, mezhep, bölge ve etnik taassubun aşılmasıdır. Bazıları anayasa çalışmalarında başka arayışlar içinde olsa da Türkiye’de tek devlet ve tek millet vardır. Kendini Türk olarak hissedeni de dışlamak ve ötekileştirmek hakkına sahip değiliz. Yeter ki bazıları kendi kendilerini ötekileştirmesin. Dini azınlıklarımız gibi mahalli ve kısmen etnik sıfat taşıyan vatandaşlarımız dışlanıyor mu ki onlar Türk kabul edilmesin?

Türk kimliği, Irak, Makedonya, Kosova, Batı Trakya, Almanya, Fransa, Bulgaristan, Hollanda, Belçika, Avustralya, Avusturya, ABD ve Kanada gibi göç verdiğimiz ülkelerde etniklik kapsamında ele alınabilir. Türkiye’de Türk kimliği milliyet ve tabiiyetin, hâkim kültürün, devleti kuran kurucu iradenin adıdır; bundan dolayı etnik çağrışım yapmaz.

Gazi TBMM’nin bizzat yürüttüğü Milli Mücadele, birkaç millet veya devlet yaratmak için yapılmamıştır. Kimsenin ön izni de alınmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri bir kavimler ittifakı değil ki çokkültürlülük dayatmalarına maruz kalabilsin. Türk Milleti çokkültürlülük politikalarını uygulayan ve bugün bundan şikayetçi olan farklı milletlerden yoğun göç almış ülkeler gibi tesadüfen oluşmamıştır. Türkiye’de kalabalıkların birlikteliği yok, milletleşme süreci var.

Osmanlı bile farklı dinlere göre nüfusu tasnife tabii kıldı. Etnik gerekçeleri öne çıkarmadı. Yeni anayasada bu bakımdan kültürel ve ırki farkları zikretmemek asla bir eksiklik değildir. İnsanları mutlaka birbirine ötekileştirmek mi gerekir? Bugün bu yanlış yapılmaya çalışılıyor.

Anayasal vatandaşlık“,”çokkültürlülük” ve “Türkiyelilik” kavramları Türkiye Cumhuriyeti’nin milli devlet niteliğini kökten değiştirme çabalarıdır.

Türkiye çokkültürlülüğe uymuyor. Çokkültürlülük çok seslilik değildir. Bir zenginlik olmadığı için bugün bazı Batılı ülkeler için tehdit unsuru olmuştur. Ancak, bize tavsiye ediliyor. Dünya’yı küresel çıkarlara göre şekillendirmeye çalışanların önü açılmış milli devletler üzerinde uyguladıkları bir projedir.

Küreselleşmenin ideolojisi çokkültürlülüktür. Milli kimlik ile çatışır. Toplumdan, milli devletten bağımsız, otonom fert ve sosyal grupları esas alır. Farklılıklara hoşgörüyü yeterli görmez. Siyasi olarak tanımayı gerektirir. Dıştan kumandalı yeni anayasa çalışmaları bu gibi tuzaklarla doludur. Terör örgütünün istekleri karşılanmaktadır. Oslo uzlaşması çok çirkin bir örnektir.

Demokrasi teröre yenik düşürülmemelidir. Terör tehdidi öne çıkarılarak ve etnik ırkçılığa dayalı yeni anayasa demokrasi ile çelişir.