88. YILINDA “CUMHURİYET”
Cumhuriyet devletin siyasi rejimi olarak 23 Nisan 1920’de kurulmuştur. 29 Ekim 1923’te sadece devlet şekli olarak ilan edilmiştir. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanını öngören kanun, “ Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun bazı maddelerinin tavzihan tadiline dair kanun” dur. Kanun’un başlığından da anlaşılacağı üzere, Cumhuriyetin ilanı, devletin siyasi rejimine vuzuh, açıklık getirmek amacı ile TBMM’nce kabul edilmiştir. Eski kurulu düzen Cumhuriyetin ilanı ile açıklığa kavuşmuştur.
Cumhuriyet ırk, din, dil ve cinsiyet farkı gözetmeksizin, bütün vatandaşların paylaştıkları ve yararlandıkları siyasi rejimin adı olmuştur. Eşitlik ilkesi, herkesin kanun önünde eşitliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir özelliğini teşkil etmiştir. Nüfusun yarısını teşkil eden kadınlarımıza toplum hayatında eşit haklar sağlama, seçme ve seçilme hakkını eşit şartlarla kullanma Türkiye Cumhuriyeti’nin bir özelliğidir.
Mustafa Kemal’de Cumhuriyet Fikri:
-Mustafa Kemal, Erzurum’da 7 Temmuz 1919 akşamında, Mazhar Müfit (Kansu) ‘nun defterine “Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır.” cümlesini not ettirmişti.
-Ortamı hazırlamak amacıyla 22 Eylül 1923’te bir Viyana gazetesi muhabiri Lazar’a verdiği demeçte, Mustafa Kemal: “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Yasama kudreti ve yürütme yetkisi ulusun biricik gerçek temsilcisi olan Meclis’te belirmiş ve toplanmıştır. Bu iki kelimeyi bir kelimede özetlemek mümkündür. Bu da; Cumhuriyettir.” Demiştir.
Cumhuriyet nasıl ilan edildi?
Rauf (Orbay) Bey’in 4 Ağustos 1923’te istifa etmesi üzerine, 14 Ağustos 1923’te Ali Fethi Bey Bakanlar Kurulu Başkanlığına seçildi ve üzerinde bulunan içişleri Bakanlığı görevinden istifa etti. Meclis ikinci başkanı Ali Fuat Paşa da askeri kariyerini tercih ederek görevinden ayrıldı. Ayrılanların yerine hükümetçe içişleri Bakanlığına Ferit(Tek) bey, Meclis ikinci Başkanlığına da Yusuf Kemal ( Tengirşenk) Bey aday olarak gösterildi. Fakat 25 Ekim 1923’te yapılan oylamada, ikinci Başkanlığa Rauf Bey, İçişleri Bakanlığına Sabit Bey seçildi. Mustafa Kemal’e göre bu bir tepkiydi, Meclisteki gizli muhalif bir grubun varlığı artık ortaya çıkmıştı. Gazi, olayı çözümlemek için Hükümet üyelerinin istifa etmelerini ve yeni Hükümet çalışmalarına katılmamalarını istedi. Başbakan Ali Fethi Bey, 27 Ekim 1923’te istifasını verdi. Muhalifler hemen yeni bir hükümet oluşturabilmek için gayretlere giriştilerse de, Meclisten güven alacak bir liste oluşturamadılar. Gazi 28 Ekim 1923 günü akşamı yemeğe aldığı bazı arkadaşları ile durumu bir kez daha gözden geçirdi. Yemeğin sona ermesinin ardından İsmet Paşa’yı alıkoydu ve anayasada yapılacak değişiklik metnini hazrladılar. 29 Ekim 1923 günü Meclis, yeni hükümet kurmak için toplantıya başladı ise de yine olumlu sonuç alamadı. Gazi kürsüye çıkarak çözümü şöyle dile getirdi: “ Anayasa’ya göre bir hükümet kurulurken bütün milletvekillerinin her birisi bakanları ve hükümeti seçmek zorunda kalıyor. Bu güçlüğü gidermek zamanı gelmiştir. Teklif ettiğim çözüm kabul edilirse, kuvvetli ve kendi içinde uyumlu bir hükümet kurmak mümkün olacaktır.” diyerek bir gece önce İsmet Paşa ile hazırladıkları metni Meclise sundu.
Teklif Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesini içeriyordu. Teklife göre:
“-Türkiye Devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir” Bu ve diğer hükümler, mevcut Anayasa’nın ilgili maddelerine işlenecekti.
Mustafa Kemal’in önerisi Meclis’te hararetli tartışmalara yol açtı. Lehte ve aleyhte konuşmalardan sonra saat 20.30 sularında yapılan oylamayla Meclis kararını verdi ve “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ve alkış yoğunluğu içinde öneri kabul edildi. Gazi Mustafa Kemal oy birliği ile Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal ilk Cumhuriyet Hükümetini kurmakla İsmet Paşa’yı görevlendirdi.
Atatürk’e göre Cumhuriyet:
-Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.
-Çağdaş bir Cumhuriyet kurmak, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir
-Demokrasi prensibinin en çağdaş ve mantıki tatbikini temin eden hükümet şekli, Cumhuriyettir.
-Cumhuriyet, ahlaki fazilete dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir idaredir. Cumhuriyet idaresi, faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide dayandığı için korkak alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir.Aradaki fark bunlardan ibarettir.
-Benim için tek bir hedef vardır: Cumhuriyet hedefi. Bu hedefe vasıl olmak için,muayyen yolda yürüyen arkadaşların muvaffak olması için, başvurulan doğru yolda, namuskarene yolda çok çalışmak ve faal olmak lazımdır. Benden iltimas ve tarafgirlik beklemeyiniz arkadaşlar! Adam olanlar, insan olanlar, fikirleri olanlar, yüksek ideali olanlar kıymetlerini göstersinler! Benim size kardeşçe söyleyebileceğim şey budur;
Satırlarımıza son verirken Türkiye Cumhuriyeti’nin 88. kuruluş yıldönümünde, okurlarımızın “Cumhuriyet
Bayramını” kutlarken, Cumhuriyete emek veren, başta Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla, şükranla anıyoruz… Onları anmak, Onları anlamak ve anlatmakla,söylediklerini yapmakla anlam kazanacaktır.
(Yukarıdaki bilgiler Prof. Dr. Hamza Eroğlu, Atatürk’çü Düşünce El Kitabı,1998, Prof.Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, 1999 ve Bütün Dünya, Ekim 2011 den derlenmiştir.)