Dolar 19,1750
Euro 20,7916
Altın 1.214,64
BİST 4.812,93
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 19°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
19°C
Az Bulutlu
Cts 19°C
Paz 15°C
Pts 15°C
Sal 8°C

“YÜREĞİNİZİ VE SEZGİLERİNİZİ İZLEYİN!”

21 Kasım 2011 14:52

Bu yıl 30’uncusu düzenlenen TÜYAP Kitap Fuarı’nda onur yazarı seçilen Ferit Edgü, yazarlığının oluşum sürecini şöyle özetliyor: “Beni yazmaya iten okuma oldu. Okumaya itense yalnızlık, mutsuzluk… Her yazar gibi ben de içinde yaşadığım toplumun ve dönemin ürünüyüm.”
Yazılarımızı izleyenler yazılarımızın okuduklarımızdan aldığımız notlar olduğunu, kolayca görebilirler. Amacımız “bildiklerimizi  bildirmek” ilkesi çerçevesinde bir okurumuza yaşamını kolaylaştırmada yol gösterebilmektir.
Kitap Fuarından alıp okuduğum “Ben, Steve, Steve Jobs konuşuyor” kitabından derlediğim birkaç görüş ve düşünce sunmak istiyorum.
Steve Jobs, 24 Şubat 1955’te San Fransisco’da doğar, 11 yaşında müziğe ve elektroniğe ilgi duymaya başlar. 1972’ de üniversiteye başlar, bir sömestr sonra üniversiteyi terk eder.
Steve Jobs’un okuldaki öğle yemeği bir elmaydı. California’nın Cupertino kasabasında 1 Nisan 1976’da kurduğu ve bugün petrol devi Exxon Mobil’den sonra dünyanın en değerli ikinci şirketi haline gelen  Apple’daki logoda elmanın ısırılmış hali Jobs’a kim olduğunu, hangi zor şartlarda yetiştiğini hatırlatıyordu. Macintosh’ta grafik çizen tasarımcı, ipod’dan müzik dinleyen genç, iphone ile sunum yapan Ceo, havalimanında İmac’ini açıp internette gezinen akademisyen için güçlü bir logo anlamına gelse de elma O’nun en zor günlerinin şahidiydi. Aç kaldığı günlerde çantasına el attığında hayatta o elmayla tutunuyordu.
Dünyayı değiştiren adamlardan biri olma yolunda pek çok dönüm noktası olsa da Jobs’u ısırık elma logolu Apple’ı biraz da öğretmeni  Teddy Hill’e borçlu dünya. İlkokul dördüncü sınıfında öğretmeni Teddy Hill’e karşılaşan Jobs, öğretmeni için: “Hayatımdaki azizelerden biriydi. Beni kandırarak öğrenmeye teşvik etti. Bu ödev kitabını gerçekten bitirmeni istiyorum.Bitirirsen sana beş dolar vereceğim dedi ve gerçekten içimde öğrenme tutkusu başlattı.”
Steve Jobs’un ailesi yoksuldu. Bir gün öğretmeni, “Dünyada anlamadığınız şey nedir?” sorusuna yönelttiğinde Steve, şu cevabı vermişti: “ Neden aniden meteliksiz kaldığımızı hiç anlamıyorum.”
Steve Jobs, 5 Ekim 2011’de 56 yaşında ölür.
Aşağıda Steve Jobs’un birkaç görüş ve düşüncesini sunuyoruz.
-Apple olmasaydı? ABD’deki gazetelerin %70’i yarın sabah çıkmazdı, çocukların %60’ının bilgisayarı olmazdı.
-Apple’ın bünyesinde çok güçlü bir DNA var. Bu da en yüksek düzey teknolojiyi insanlar için kolaylaştırmasıyla ilgili; kullanma kılavuzlarını okumak istemeyen, hayatları çok yoğun olan insanlar için…
-Apple’da her şeyi şu soruyla başlatıyoruz, “Kullanıcıya ne kadar kolay gelecek? Kullanıcı için ne kadar harika olacak?”
-Apple, şablonların dışında düşünen insanlar demektir; dünyayı değiştirmek isteyen,bir fark yaratmak amacı güden insanlar…Olay sadece bir işi halletmek değildir
-Apple’ın kökeni, halk için bilgisayar üretmekti, şirketler için değil. Dünyanın bir başka Dell ya da Compaqla  ihtiyacı yok.
-Nitelik nicelikten daha önemlidir.İyi yapılmış tek bir ürün, bir dolu vasat ürüne bedeldir.
-Ne kadar başarılıysanız o kadar kazanacaksınız.Ama başarılı değilseniz, tek kuruş kazanamayacaksınız.İşte çözüm bu.
-Başarılılarla başarısızları birbirinden ayıran şeyin saf azim olduğundan eminim. Bu konuda gerçekten tutkulu değilseniz hayatta kalamazsınız. Pes edersiniz. Bu yüzden de bir fikriniz, doğrusunu yapmak için hırs yaptığınız bir  yanlış ya da bir sorun olmalı ortada, aksi takdirde üstüne gidip çözmek için gereken azmi bulamazsınız.
-Bence bir şey yaptığınızda gayet güzel sonuçlandıysa, şahane bir şey yapmak için harekete geçmeli, çok uzun süre rehavete düşmemelisiniz. Yalnızca bir sonraki şeyi düşünün yeter.
-Farklı bir insan tipi hedefliyoruz; kendilerine bir şans tanınması için beş on yıl beklemek istemeyenleri. Boyundan büyük işlere kalkışmayı ve evrene küçük bir çentik atmayı gerçekten isteyen birilerini…
-İşim insanların suyuna gitmek değil. İşim, onları daha iyiye yöneltmek.
-Dünyanın en zengin adamı olarak mezara girmek bana hiçbir şey ifade etmiyor. Şahane bir şey yaptık diyerek gece yatağa girmek, işte benim için önemli olan budur.
-Dünkü şeylere üzülmeyi bırakıp yarını icat edelim.
-Sevdiğiniz şeyi bulmanız gerek. Bu, Sevgiliniz için olduğu kadar işiniz içinde geçerlidir.Gerçekten tatmin olmanın tek yolu, muhteşem bir iş çıkardığınızı düşünmektir. Ve muhteşem bir iş çıkarmanın da tek yolu da yaptığınız işi sevmektir… Daha azına razı olmayın
-(Eşiyle tanışmasıyla ilgili olarak) : Otoparktaydım, anahtarı kontağa sokmuş, düşünüyordum. Bu yeryüzündeki son gecem olsaydı, bir iş toplantısında  mı geçirmek isterdim, yoksa bu kadınla birlikte mi? Otoparkı koşarak geçtim. Ona, benimle akşam yemeği yer misin diye sordum.Evet, dedi. Şehre indik, o günden beri beraberiz.
-23 yaşımdayken değerim 1 milyon doların üzerindeydi, 24’ümdeyken on milyon ve 25’imde ise yüz milyonu geçti. Ama hiç önemi yoktu, çünkü bunları ben asla para için yapmadım.
-Vaktiniz sınırlı, onun için başkasının hayatını yaşayarak boşuna harcamayın.Dogmalarla kapana kısılmayın, çünkü bu diğer insanların düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşamaktır. Başkalarının fikirlerinin, kendi iç sesinizi bastırmasına izin vermeyin. Ve de en önemlisi, yüreğinizi ve sezgilerinizi takip etme cesaretini gösterin. Ne olmak istediğinizi onlar zaten bir biçimde gerçekten biliyor. Diğer her şey ikinci plandadır