“DÜNYA GIDA GÜNÜ” NOTLARI
Her yıl Birleşmiş Milletler “Dünya Gıda Günü” düzenlenmektedir.Türkiye ‘de Dünya Gıda Günü’nü 6 yıldır Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilciliğinin işbirliğiyle, Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) düzenliyor.Bu yılda Dünya Gıda Günü dolayısıyla TUGİS tarafından İstanbul Grand Cevahir otelinde “Küresel Gıda Fiyatları Krizden İstikrara” başlığı ile Dünya Gıda Günü etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte yapılan konuşmalardan aldığım notları sunmak istiyorum.
TÜGİS başkanı Necdet Buzbaş konuşmasında özetle şunları söyledi:
-Dünya Gıda Günü her yıl 16 Ekim’de düzenleniyor.Bu yıl 16 Ekim Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle organizasyonu 18 Ekim gününe aldık.
-Dünya Gıda Günü’nde her yıl, FAO’nun Roma’daki merkezi tarafından belirlenen bir tema üzerinde yoğunlaşarak tartışmalar yapılıyor ve dünyadaki açlık ve aç insanlar konusuna dikkat çekiliyor.
-Bu yıl seçilen tema, “Küresel Gıda Fiyatları,Krizden İstikrara” şeklinde belirlenmiştir. Son bir buçuk yılda gıda emtia fiyatlarındaki ani çıkış ve düşüşlerin bilançosu 70 milyon kişinin açlığa mahkum edilmesidir.
-Bu yıl Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Örgütü (FAO)’nun açıkladığı gıda emtia fiyatlarının gıda krizi dediğimiz 2008 yılındaki fiyatların bile üzerine çıktığını görüyoruz.
-Fiyat artış sebeplerinin başında dünyadaki nüfus artışı geliyor. Gezegenimizin akşam sofrasında her gün 219 bin yeni insanın karnının doyurulması gerekiyor.
-Gıda emtia üreticilerini baskı altında tutan ikinci neden, devasa miktarlardaki ürünün araçlar için biyo yakıta dönüştürme çabaları… Hububatı yakıta dönüştürmek hububat fiyatlarının petrol fiyatına bağlantılı kılıyor.
-Gıda emtia üretimini zorlaştıran etkenlerin başında sanayileşme ve kentleşme nedeniyle giderek tarım alanlarının azalması geliyor.1960 yılında kişi başına ekilebilir alan 4.3 hektar, 1980 yılında 3 hektar, 2000 yılında 2.2 hektar olup,2020 yılında 1.8 hektara ineceği tahmin ediliyor.
-Ekoloji uzmanları küresel ısınma dolayısıyla 1C lik sıcaklık artışının hububat hasadında yüzde 10 azalışa neden olacağını hesaplamışlar.
-Gıda üretimini zora sokacak diğer bir etken de sıcaklık artarken su tabakası seviyelerinde azalmadır.
-Gıda emtia arz talep dengelerinin dışında küresel kriz ile birlikte önümüze gelen en büyük açmaz, gıda emtia ürünlerinin finanslaşmasıdır. Dünya finans piyasalarındaki likidite bolluğu spekülatörlerin iştahını kabartıyor, gıda emtia piyasalarına saldırılarına neden oluyor.
-İnsanoğlu küreselleşme denilen kuralsızlık dünyasında şuursuzca tüketerek kendi sonunu hazırlamaya hızla koşuyor. Her yıl gıda tüketiminin yüzde 30’u çöpe gidiyor.
-Gezegenin bugünkü misafirleri olarak doğaya saygılı, kaynak savurganlığına göz yummayan, “komşusu aç ken tok uyayamayan” insanlık bilincini yakalamış bir yönetim göstermezsek açlık ve gıda kaynaklı savaşlar çok uzaklarda olmayacaktır.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker şu konulara dikkat çekti:
-2010 yılında buğdayın ton fiyatı 6 ay içerisinde yüzde 85 arttı. Gerçekten üretim düşüşü mü oldu, yok birileri bu işlerden daha fazla para kazandı.
-Çok fazla yiyip kilolarından kurtulmak isteyenlerin harcadıkları para, ben nasıl karnımı doyururum diyen insanların ihtiyacından fazla.
-Küresel fiyat artışlarının sebeplerinin altında üretim, tüketim ve ticaret felsefesi yatmaktadır.Sorun küresel vicdan, küresel ahlak sorunudur.
Dünya Gıda Günü dolayısıyla düzenlenen etkinliği “Üniversite Öğrencileri”nin paneli ile sona erdi. Üniversite öğrencilerinin “Gıda Sektöründe sürdürelebilirlik” konusundaki panelinde 7 ayrı üniversiteden öğrenciler konuştu. Namık Kemal Üniversitesi Gıda Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Zeynep Bakkaloğlu sunumunda: “ Türkiye su zengini ülke değildir. Kişi başı yıllık su tüketimi 1650m3 tür. Gelişmiş ülke olabilmek için yıllık su tüketiminin 8000m3 olması gerekir.” Dedikten sonra Gıda Sektöründe “sürdürelebilirlik” için çiftçi, sanayici, tüketici, satıcı, kamu otoriteleri arasında uyum gerekliliği” konusunda açıklamalar yaptı.